Gisèle Pelicot’nun, yaşadığı sistematik nitelikli cinsel saldırı karşısında verdiği mücadele kadınlar için evrensel bir başkaldırı haline geldi. Ataerkil yapıyı sorgulatan mücadelesi, rıza kavramını ve kültürünü de gündemin en üst sıralarına taşıdı.
Bir güvenlik görevlisi Gisèle’nin evli olduğu erkek Dominique Pelicot’yu durdurmasaydı, bu hikâye belki de hiç duyulmayacaktı.
Evli olduğu kişi dahil 51 erkek tarafından 10 yılı aşan bir süre boyunca sistematik bir şekilde nitelikli cinsel saldırıya uğrayan Gisèle, bu tecavüzler sırasında ilaç etkisi altında olduğundan yaşadıklarının farkında değildi. Evli olduğu erkek, kadınların etek altı görüntülerini çekmekle suçlanıp gözaltına alınınca cep telefonuna ve bilgisayarına el konuldu. İncelemelerde Gisele Pelicot’un saldırıya uğrarken kaydedilmiş kayıtları da bulundu.
“Madame Pelicot” mahkemeye adımını attığı ilk günden itibaren hem kendisi hem de bütün cinsel saldırı sonrası hayatta kalanlar için hukuk mücadelesi veriyordu.
Eylülden bu yana süren dava süreci 19 Aralık Perşembe günü sonuçlandı ve 51 erkeğin hepsi suçlu bulundu.
Dünyayı sallayan ve tarihe geçeceği söylenilen bu dava son bulmuş olabilir, ama Gisèle Pelicot’nun şu sözleri kadınların mücadelesi için yeni bir devrin habercisi:
“Tecavüze uğradığında utanç vardır, ancak o utanç bize değil onlara aittir.”
FAYN için yazdığım yazının devamı: https://www.fayn.press/gisele-pelicot-utanc-bize-degil-onlara-ait/
Comentarios